Page 17 - ahşap yat sektörü ihtiyaç analizi
P. 17
3. TÜRKİYE PAZAR DEĞERLENDİRMESİ
1960’lı yılların başından itibaren yat inşaatının ve işletmeciliğinin teşvik edilmesi ile
Türkiye’de yatçılığın gelişmesi hızlanmıştır. 1980 ortalarından itibaren, Mavi Yolculuğa
talebin yükselmesi de yat inşaatını hızlandırmıştır. Ancak, günümüzde giderek önemi
artan Türkiye turizmi içinde yatçılık geri planda kalmıştır. Türk tekneleri bazı koylar,
balıkçı barınakları ve ilkel çekek yerlerinde demirlemek ve kışlamak zorunda kalmışlardır.
Yabancı yatlar ise, kısa süre kalarak gelişmiş yat limanlarına sahip ülkelere gitmişlerdir. Bu
nedenle de turizm gelirlerinde büyük bir kayıp olmuştur. Yatçılık alanında ilk özel yasal
düzenleme 1983 yılında yürürlüğe giren 2634 sayılı “Turizmi Teşvik Kanunu” ile
gerçekleşmiştir. Bu kanun ve bağlı yönetmelikler kapsamında verilen teşviklerle yat
turizmi hızla gelişmiş ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlamıştır. Kanun ve Yönetmelikle
sağlanan söz konusu düzenleme ve kolaylıklar yanında, temiz bir deniz, tarihi
zenginliklerden oluşan doğal ortam, bu ortamın rahat kullanılabilir olması, yat inşaatı ile
yatların bakım ve onarımı sektörünün, geleneksel ustalıklar ile günün teknolojisini
birleştirmekteki başarısı, yat ve yatçılara sunulan hizmet çeşitliliği ve kalitesi Avrupa
Birliği’nde uygulamaya konulan yat vergileri, sektördeki hızlı gelişmenin diğer
nedenleridir. Yat inşası, gemi inşa sanayi içinde özel ihtisas isteyen bir daldır. Yat ve tekne
inşası için gelişmiş teknoloji ile ihtisaslaşmış teknik elemanlara ve kaliteli üretim yapan
yan sanayiye ihtiyaç vardır. Tekne ve yat inşa sektörü; emek yoğun bir sanayi dalı olması
nedeniyle Türk ekonomisi için çok önemlidir.
Türkiye, 8333 km. uzunluğunda kıyı şeridine sahiptir. Bu sayede tersanelere, marinalara,
limanlara, otellere vb. tesislere ve deniz altı varlıklarına ev sahipliği yapmaktadır. Bütün
bu deniz altı ve üstü kaynaklar sayesinde döviz girdisi sağlanmaktadır. Ayrıca deniz ve kıyı
şeridi, turizmin yanında yatçılık faaliyetlerine de yön vermekte, bu faaliyetleri ülkemiz
ekonomisinin önemli bir sektörü haline getirmektedir. Deniz turizmi temel olarak iki
kaynak sayesinde gelişme gösterebilir. Bunlar; deniz ve tesisleşmeye müsait kıyı şerididir.
Türkiye bunların her ikisi bakımından zengin bir ülkedir. Bulunduğu iklim kuşağı ve
küresel konumu da düşünüldüğünde bunlar rekabet üstünlüğü sağlayacak özelliklerdir.
Ülkemizde yat üretim tesisleri denize cephe tersaneler ve denize cephesi olmayan (iç
kesimlerde) tesislerde olmak üzere iki farklı yerde üretilmektedir.
Ülkemizde gezinti tekneleri genelde ahşap, çelik, alüminyum ve kompozit malzemeden
İzmir, İstanbul, Çanakkale, Antalya, Bodrum - Marmaris ve Karadeniz bölgelerinde imal
edilmektedir. Kuruluşlar küçük atölyeler boyutunda olup, çalışan sayısı çoğunlukla beşin
altındadır. Mühendislik kullanımı kısıtlı olup, daha çok ustalık sistemi altında
yürümektedir. Bu üretimin az ve yetersiz olmasına, yan sanayinin gelişmemesine,
istenilen malzemeye istenildiği an ulaşılamamasına sebep olmaktadır. Yapılan işçilik ve
ürün kalitesi dünya birincilikleri ile değerlendirilmektedir. Bu tür yerlerin modern
alanlarda faaliyetlerini sürdürmeleri, sektörün geleceği açısından büyük önem arz
etmektedir.
16